Doğum Kontrol Sonrası Doğum Oranında Görülen Düşüş

By | 30 Nisan 2015

dogum-kontrol-sonrasi-dogum-oraninda-gorulen-dusus   Doğum kontrolü ve aile planlamasının başladığı tarihten bugüne kadar çeşitli Avrupa ülkelerinde görülen doğum oranlarındaki sürekli düşüşün, başlıca sebeplerinden biri de hiç kuşkuşuz ki gebeliği önleme çalışmalarıdır. Ingiltere’de tutulan genel nüfus kayıtlarına göre, doğum oranında görülen % 70 nisbetinde ki düşmenin gerçek sebebi, hamileliğe karşı alman çeşitli tedbirlerin ve ilaçların halk arasında yaygın bir şekilde kullanılmasıdır. İngiliz Ansiklopedisi de aynı gerçeği teyid ederek çeşitli Avrupa ülkelerinde doğum oranlarında müşahade edilen azalmanın, daha ziyade gebeliği, sun’i şekilde önleme hususundaki çalışmalardan ileri geldiğini kaydetmiştir.
Prof. Cole G. D. H. bu hususta şöyle demektedir: “Eğer biz hâlâ nüfus azlığı politikasını devam ettirmek gibi bir ahmaklıkta ısrar ödersek, şunu iyice bilmeliyiz ki; nüfus azlığı, ne ülkemizdeki işsizlik proplemini ortadan kaldırır, ne de toplumun yaşam seviyesini yükseltir. Bu gidişin, iktisadı tesirleri ve sonuçlan ise şüphesiz ki çok kötü olacaktır. Çünkü, toplumda yaşlıların nisbeti, gün geçtikçe artmakta, buna mukabil gençlerin nisbeti azalmaktadır. Bu da, fabrika ve iş sahiplerinin, daha uzun müddet yaşlıları çalıştırmak zorunda olacağı anlamına gelir. Çalışan sınıf içinde büyük miktarda yaşlı kimselerin bulunması ise, üretim sistemimizin sürekli değişen durum ve ihtiyaçlarına ayak uydurmasını sağlamak bakımından zaruri bir önem taşıyan elastikiyet unsurunu yok edecektir. İşte bütün bu sebeplerledir ki, vazifemiz, her türlü imkân ve çareye başvurarak nüfusun azalması felâketine karşı çıkmaktır.”
Yine, Batılı bir tarihçinin sözlerine kulak verelim: “Müsrif ve sefil bir milletin hayatına son vermenin bir yolu da, doğum oranını düşürmek için çalışmaktır. Zira, cins! arzularına uyarak hayvanlığını kendisine kılavuz edinen ve cinsî arzuları uğruna mesuliyet hislerini koparan, İktisadî bolluk içinde hayat sürebilmek için öz yavrusunu kendisine engel gören, çocuksuzluğu tercih ederek neslinin devamını düşünmeyen milletlerin yok olması, -tabiat kanunları gereğince- kaçmılmazdır.”
Mr. Colin Clark şu sözleriyle doğum kontrolünün siyasî ve medenî yönlerine dikkat çekmiştir:
“Geleceğin tarihçisi, asırların penceresinden baktığında hiç şüphesiz XIX. asrın başlarında Fransa’nın, XIX. asrın sonlarında da İngiltere’nin dünya üzerindeki siyasî nüfuz ve otoritesinin, önce zayıfladığını sonra da kaybolduğunu görecektir.”