Diriltmek Daha Kolay

By | 14 Nisan 2015

diriltmek-daha-kolayKur’ân-ı Kerim, yine bu mukayese usûlü içinde insanların zihinlerini farklı bir zaviyeden uyandırmaya çalışır. Ahireti inkâr edenlerin, sık sık, ‘Biz, içinde hayat namına bir şey kalmamış kemik yığınlarına döndükten sonra mı, yeniden diriltilip hayata döndürüleceğiz?’ şeklinde dışarı vurdukları şüphe ve itirazlarına karşı Kur’ân, Yüce Allah’ın kâinatta insandan daha büyük ve daha zor olan şeyleri yaratmış olduğunu hatırlatarak, bunun yanında insanların yeniden hayata döndürülmelerinin pek zor bir iş olmadığını bildirir.

Bu noktada Kur’ân, inkârcıların daha ciddî düşünmelerini temin maksadıyla ilk olarak şu soruyu yöneltir: “(Sizce, öldükten sonra O’nun) sizi tekrar yaratması mı zor, yoksa semayı yaratmak mı? (O sema ki,) onu Allah bina etmiştir.” (Naziât sûresi, 79/27)

Bu âyetle insanlara âdeta “Sizler tekrar tekrar, ‘Bu çürümüş kemikler nasıl canlandırılacak?’ diye sorup duruyorsunuz; şu muazzam semayı yaratan Allah için hiçbir şeyin güç olamayacağını düşünmüyor musunuz?” denilmektedir.

Kur’ân-ı Kerim, ilk adım olarak ‘İnsanın yaratılışı mı, yoksa bütün unsurlarıyla birlikte semanın yaratılışı mı daha zor?’ şeklinde ortaya koyduğu sorularla zihinleri önemli bir noktaya teksif ettikten sonra, ikinci adım olarak da bu soruların cevabını bizzat kendisi verir: “Elbette gökleri ve yeri yaratmak, insanları yaratmaktan daha büyük bir şeydir. Lâkin insanların çoğu (böyle olduğunu) bilmez.” (Mü’min sûresi, 40/57)
Yüksek ve mükemmel bir köşkü inşa eden birisi için, yıkılmış basit bir kulübeyi yeniden bina etmek nasıl daha kolay ise, aynen öyle de varlık olarak arz ve semavât karşısında son derece küçük bir yer işgal eden insanın yaratılış meselesi de koca kâinatın yaratılışı yanında bundan farklı bir şey değildir.

Kur’ân başka bir âyetinde, o denli büyüklüğü ile arz ve semavatı muazzam bir nizam ve ahenk içinde yaratıp devam ettirmeye kadir olan Allah’ın, ölümlerinden sonra insanları tekrar yaratmasının, zorluk adına zikre değer bir husus olmadığını şöyle ifade eder:

“(Şimdi), semavât ve arzı Yaratan, onları (insanlar) gibisini yaratmağa kadir olmaz mı? Elbette kadirdir. O, çok bilen yaratıcıdır.’’(Yâsîn sûresi, 36/81)