Dinimizde Mükelleflerin Görevleri Ef’âl-İ Mükellefin

By | 10 Haziran 2015

dinimizde-mukelleflerin-gorevleri-efal-i-mukellefinBulûğ çağına giren her müslümanın kadın olsun erkek olsun yapması, işlemesi gereken dînî fiiller demektir. Ef al, fiil kelimesinin çoğuludur. Fiil iş demektir. Ef al, fiil kelmesinin çoğul kipi olduğundan dînî amel (işler) demektir. Mükellef, burada (dînen) sorumlu ve yükümlü kimse demektir. Şer’an (dînen) sorumlu olmak için, akıl sahibi olmak, bir de erginlik (bülûğ) çağma girmiş olmak lâzımdır.
Buradaki konu, İslâmî emir ve yasaklarla yeni tanışacak ve sorumluluk dâiresine girecek âile ağacında filizlenen gençlerimizin sorumluluk durumları söz konusudur.
Büluğ çağı (yaşı) genellikle kız çocuklarında 9- 15, erkek çocuklarında 12 – 15 yaşları arasındadır. 15 yaşını dolduran her Müslüman, artık mükellef sayılır. Bu demektir ki, akıl hastaları ile küçük çocuklar din görevleriyle yükümlü ve sorumlu değillerdir.
Efâl-i Mükellefin maddesi 8 dir:
Farz, Vâcib, Sünnet, Müstehab, Mübâh, Haram, Mefcrûh, Mü/sid.
Bu sekiz madde mükelleflik/ergenlik yaşma giren kadın erkek her Müslümanın yapmakla ve yerine getirmekle sorumlu olduğu görevlerdir.
Dînî bakımdan mükellef, sorumlu ve yükümlü olan bir insan, her ne yapar, ne işlerse, muhakkak bu sekizin içine girer. Farz, vâcib, sünnet, müstehab ve mübâh; bu beşi yaparız, yapılması gerekli olan şeylerdir. Yapılması yasak olanlar: Haram, Mekrûh ve Mü/sid, bunları da yapmayız ve bunlardan sakınmak gerekir.
Gördüğümüz Efâl-i Mükellefin 8 Maddesini Açıklayalım:
1. Farz: Kafi delil ile sâbit olan (bilinen) İlâhî emir ve hükümlerdir. Farzlar mükellefiyet bakımından iki türlüdür: a) Farz-ı ayın, b) Farz-ı kifâye.
a) Farz-ı ayın, her müslümanın kendi üzerine yapması/yerine getirmesi farzdır. 5 vakit namaz gibi. Allâh Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’inde Namaz kılınız buyuruyur. Bu kesin emirdir ve farz-ı ayındır.
b) Farz-ı kifâye, bütün müslümanlara farz olmuş, bir kaçının yapmasıyla hepsinden sorumluluk düşer. Cenâze namazı gibi..
2. Vâcib: Yapılması şer’an açık ve kesin bir delîle dayanmamakla berâber yapılması farz gibi mecbûri olan İlâhî emirlerdir. Vitir namazı ve bayram namazı kılmak gibi.
3. Sünnet: Peygamber Efendimizin, Farz ve vâcib olmayarak ibâdet kastı (niyeti) ile yaptığı ve bize de yapmamızı emrettiği hususlardır. Sünnet de ikiye ayrılır: a) Müekked Sünnet, b) Gayri müekked sünnet.
4. Müstahab: İşlenmesinde sevâb olan, terkinde (işlenmemesinde) de günâh olmayan şeylerdir. Nafile namaz kılmak ve Nafile oruç tutmak gibi. Fakirlere verilen sadakalar bu türdendir.
5. Mübâh: Yapılmasında sevâb, terkinde (yapılmamasında) da günâh olmayan şeylerdir. Yemek, içmek, Oturmak ve kalkmak uyumak gibi.
6. Harâm: Allâh’ın açıkça yapmayınız diye, kesin olarak yasak ettiği ve günâh olan şeylerdir. Hırsızlık etmek, adam öldürmek, zinâ etmek, yalan söylemek, kumar oynamak, içki içmek gibi… dînin yasak ettiği şeyler haramdır. Harâmı helâl sayan, helâl diyenler dinden çıkar ve îmânlarını yitirirler. Âhiretin hapishânesi cehenneme atılırlar, azâp görür, cezâ çekerler.
7. Mekruh: Dînen hoş görülmeyen, ibâdette sevilmeyen şeylerdir. Abdest alırken konuşmak gibi.
Mekruh, İki çeşittir; tahrimen (harama yakın), tenzihen (helâla yakın olanı) vardır.
Müfsid: Başlanmış bir ibâdeti bozan şeylerdir. (Namazı, orucu bozan şeyler gibi.) Namazda gülmek, oruçlu iken bir şeyler yemek, içmek gibi şeylere müfsid denir.
Dînini seven, müslümanlığım korumak isteyen herkesin, her mükellef kimsenin yukarıda sayılan sekiz maddeyi bilmesi kendi menfaatınadır.
Bu sekiz maddeyi bilmeyen kimseler, îmânlarını koruyamazlar. Müslümanlıklarını muhâfaza edemezler. Bir kimse, harâmm ne olduğunu bilmezse ve harâm olan şeye de helâl deyiverirse îmânı gider müslümanlıktan çıkar. Çünkü; harâma helal demek küfürdür. İnsanın imânını götürür. İnsanı dinden çıkarıp kâfir yapar.
Kişi, farzı inkâr eder, inanmazsa yine imânı gider, dinden çıkar. Farzlardan herhangi birini inkâr eden, inanmayan kimseler kâfir olurlar. Çünkü farzlar kesin olarak Allâh’ın emrettiği hükümlerdir, inkârı küfürdür, îmânsızlıktır.
Akıl sahibi olmak sorumluluğu gerektirir:
Allâh’ın bütün emir ve yasaklarını yerine gelirmesi ve bunlardan sorumlu olması için, insanın:
1. Akıl sâhibi olması,
2. Ergenlik yaşma girmiş olması. (Eskiler buna âkil bâliğ olmak diyorlardı.)
a) Akıl hastası (deliler), (erginlik yaşma girmemiş çocuklar), Allâh’ın emir ve yasaklarını yapmakla mükellef değillerdir.
b) Dinde ergenlik çağı kızlar için: 9-15, erkekler için: 12-15 yaşlarıdır.
c) Çocuklara, bu yaşlara gelinceye kadar, din bilgisi öğretilmesi, ana-babanın üzerine borçtur.
Yaşına basan çocuklarımıza namazı ve dînî bilgileri öğretilmesi emri vardır. Mükellefiyet yaşına kadar çocukların yapacakları dînî görevle öğrenmeleri gerektiği hatırlatılıyor. Bu öğretiler de düşünürsek kavrarız konuyu.
Ergenlik yaşına gelmiş, aklı başında olan h Müslümanm bütün işi, yaşayışı din bakımınd üç gruba ayrılır:
1. Dinde yapılması emredilenler,
2. Dinde yapılması yasak edilenler,
3. Dinde yapılması veya yapılmaması s best olan fiiller (mübâh olan işlerdir).
Mekruh İki Kısımdır:
a) Tahrimen mekruh olanlar,
b) Tenzihen mekruh olanlar.
Tahrimen mekruh olanlar, harama yakın Vacibi terketmek gibi. Bunlardan sakınmak zım ve tenzihen mekruh olanları yapma’ mahzur yoktur.
İbâdeti bozan şeylere: Müfsid denir. Na kılarken konuşmak. Oruçlu iken yemek, iç gibi.
Yapılması ve yapılmaması serbest olan ‘ re: Mubah denir. Yemek, içmek, yürümek gibi.