Dinimizde Güzel Ahlak

By | 4 Ağustos 2015

dinimizde-guzel-ahlakİmânlı (îmân şerefiyle şereflenmiş, îmân nimetine kavuşmuş) her Müslümanın güzel ahlâk sâhibi olması Rabbimizin, yüce yaratıcımızın emridir.
Güzel ahlâkı tamamlamak ve kemâle erdirmekle görevli Sevgili Peygamber Efendimiz de biz ümmetlerinin güzel ahlâk sâhibi olmasını hem emir ve hem de tavsiye buyurmaktadır. Al- lâh’ın son din olarak gönderdiği ve Peygamberimizin de insanlığa ve özellikle ümmeti olmakla şereflenen biz Müslümanlara tebliğ ettiği (duyurduğu) yüce dînimiz İslâm da, biz Müslümanlardan güzel ahlâk sâhibi olmamızı, güzel ahlâkda bütün insanlığa örnek olmamızı istemektedir.
Güzel dînimiz, insanlara önce îmânı emreder, sonra ibâdeti. Bu görevleri yerine getiren îmân sâhibi ve ibâdet ehli-itâatkâr Müslümanların da iyi bir ahlâk sâhibi, güzel ahlâklı olmalarını İsrarla istemektedir. Sâdece îmân etmek yetmez/yetmiyor. Sâdece îmân ve ibâdet de yetmiyor. Mü’min, îmân nûruyla aydınlanmış Müs-lüman bir insan, mutlaka güzel ahlâk sâhibi olacaktır. Cehennemden kurtuluş, bu dünyâda huzûr ve güvende bulunmak bu 3 amelin (îmân, ibâdet ve güzel ahlâk) birbirine bağlılığına dayanmaktadır.
Yüce Peygamberimiz (aleyhissalâtü vesselam) hadîsi- şeriflerinde: “ Ben güzel ahlâkı
tamamlamak için (peygamber) gönderildim.” (Muvatta’hüsnül-huluk) buyurmuştur.
Allâh Teâlâ, Peygamberimiz Hazret-i Mu- hammed aleyhisselâm’ı yüksek ahlâkı (bütün güzel huylan) yaşayıp uygulamak ve kemâle erdirmek ve özellikle ümmetine ve de bütün insanlığa kıyâmete kadar örnek ve model bir insan olmak için peygamber olarak göndermiştir.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen, cihân peygamberi Hz. Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) ömrü boyunca bunun (yâni güzel ahlâkın yayılıp yerleşmesinin) mücâdelesini vermiştir. “Ben güzel ahlâkı ikmâl etmek (tamamlamak) için (peygamber) gönderildim” müjde-i peygamberîsi bize bu gerçeği bildirmektedir.
Yüce Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’inde; en güzel ahlâkî meziyetlerle donattığı Habîbi-Resûlü Hz. Muhammed’e (sav) şöyle hitâp ediyor:
“Resulüm, yâ Muhammed!
Şübhesiz Sen, en büyük ahlâk üzeresin-en yüksek ahlâka sâhibsin.” diyor. (Kalem sûresi, âyet 4)
Allâh’ın Resûlüsallallâhü aleyhi ve sellem- kendisine peygamberlik verilmeden yâni, peygamber olmadan önce de, yaşadığı toplum içinde herkesin (dostlarının da, düşmanlarının da) hayran kaldığı üstün, çok yüksek bir ahlâka/ahlâkî meziyetlere sâhip idi. Herkesle iyi bir ge-çim/uyum, ülfet içinde, hiç kimseyi incitmediği, kimseye haksızlık etmediği, kimsenin malına yan bakmadığı, herkese yardımcı olduğu için, Peygamberimizi düşmanları bile: “Emîn ue güvenilir” kişi anlamına gelen: “Muhammedül- emîn”diye nitelendiriyorlardı. Peygamberimizin bir vasfı, bir unvânı da “Muhammedül-emîn” idi…
Peygamberimizin temiz eşi (pâk zevcesi) hanımı Hz. Âişe (r.anhâ) vâlidemizden Peygamberimizin ahlâkı sorulduğunda, Âişe vâlidemiz, soran ashâb-ı kirâma:
“O’nun ahlâkı Kur’ân’dı,” buyurmuştur. Bu da demektir ki, Kur’an’da bildirilen (anlatılan) yüksek ahlâkın tamamı Hazret-i Peygamber’de (sau) vardı ve her zaman da var olmuştur. Yüce peygamberimiz, çocukluğundan başlayarak hayâtı boyunca güzel ahlâkın canlı bir misâl ve canlı bir örneği (modeli) olmuştur.
Peygamberimizin ahlâkı, Kur’ân ahlâkı idi. Peygamber Efendimizin ahlâkıyla ahlâklanmış olan Müslümanlara, Kur’ân ahlâklı güzel insan, mü’min/mütedeyyin insan denir. Böyle bir insandan herkes memnûn olup ona herkes duâ eder,
hattâ diğer canlılar (hayvanlar) bile memnun dur. Hayvanları eziyet, işkence etmez, ettirmez, elinden geldiğince, o dilsiz yaratılmış varlıklara eziyet eden- işkence edenleri engel olur. Güzel ahlâk budur.
Peygamber Efendimizden (sav), îmânda olgunluğa (kemâle) eren kimselerin özelliği sorulduğunda, Peygamberimiz (aleyhisselâm):
“Mü’minlerin îmân yönünden en üstünü, en mükemmel olanları, ahlâkça en yüksek, en güzel olanlarıdır.” diye müjde vermiştir. (Tirmizî, rivâyet etmiştir.)
Efendimiz (aleyhisselâm) yine hadislerinde:

“İslâm (Müslümanlık) bakımından insanların en güzeli, ahlâkça en güzel olanıdır” buyurmuştur.
Peygamberimizin (sav) bu konuda daha pek çok hadis-i şerifi bulunmaktadır.
Peygamber Efendimizin güzel ve örnek hayâtını okuyan her Müslüman bu hazîneye ulaşacak, kendi gözüyle de görecektir.
Biz, konumuzu kitabımızın küçük bünyesine uygun olarak ahlâkî görevlerimizi kısa başlıklarla işâret etmekle yetindik.