Dilin Afetlerinden Sakınmamak

By | 8 Eylül 2014

pardesu

 

kötü konuşmakEbû Musa radıyallâhu anh şöyle dedi:  Ey Allah’ın Resûlü! Hangi müslü­man en üstündür? diye sordum. “Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimse” cevabını verdi.

Açıklama:

Güzel ahlâklı ve faziletli müslümanı Peygamber Efendimiz, diliyle ve eliyle öteki müslümanlara zarar vermeyen kişi diye tarif etmiştir. Bu, işin başlangıç noktasını göstermektir. Müslüman elbette başkalarına faydalı olmaya çalışa­caktır. Ama her zaman herkesin faydalı olma, iyilik yapma imkânı olmayabilir. İyiliğin yapılamadığı yerde kötülük yapmamak, zarar vermemek, müslümanları kendisinden kuşkulandırmamak, zararsız bir kimse olmak da bir fazilettir. Aslında hadisimiz, zaman zaman iyilik ve hayr işlese bile, dilinden ve elinden yani diliyle ya da eliyle vereceği zarardan müslümanlann emin olamadıkları kimse, olgun ve faziletli bir müslüman olamaz anlamını ifade etmektedir.

Diğer müslümanlara güven veren emin kişi olmak, olgun müslüman olmak demektir. Bunun yolu, dili ve eliyle onlara zarar vermemektir. Hadisimizde önce dilin zikredilmiş olması dikkat çekicidir. Çünkü el ile zarar vermek her zaman ve herkes için kolay olmayabilir. Fakat dil ile sözlü olarak öteki müslümanlara zarar vermek hem daha kolay hem de daha yaygındır. Bu sebeple öncelikle dil ile zarar vermemek üzerinde durulmuştur. Atalanmız da “dil yarasının onulmazlığı”nı bil­dirirken bu önceliğe dikkat çekmişlerdir. Nitekim Peygamber Efendimiz bir başka hadislerinde, “Dilini tutan kurtuldu” buyurmuştur.

Hadisimizin faziletli müslüman tarifi, aslında içtimâî ve iktisâdı (sosyo­ekonomik) durumu ne olursa olsun, her müslümanın iyi olabilmesi için, dilinden ve elinden müslümanları emin kılmak gibi her zaman geçerli bir yolun bulundu­ğunu ortaya koymaktadır.

• Sehl İbni Sa’d radıyallâhu anh’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

“Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iki budu arasındaki (üreme) organını koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.”

Açıklama:

Nevevî merhumun, Müslim’in rivayet etmiş olduğuna işaret etmesine rağ­men Müslim’in Sahih’inde geçmeyen bu hadis, dili korumanın âhirete bakan tarafını gözlerimiz önüne sermektedir.

İnsan hayatını büyük ölçüde etkileyen iki organ demek olan ağız ve tenâsü uzvunun, kendilerine has meşrû sınırlar içinde tutulmaları son derece önemlidir. Efendimiz bu önemi bu hadîs-i şeriflerinde pek çarpıcı bir üslûp ile belirtmiş lerdir. Bu iki organı haramlardan koruyacağına söz verebilen herkesin cenneti gireceğini, “Ben de ona cennet sözü veririm” beyanıyla, bir peygamber va’di vı sözü olarak bildirmiştir. Bu demektir ki, mü’minleri, cennetten mahrum bırakaı uzuvların başında bu iki organ gelmektedir. Durum bu olunca her iki organı da sahip çıkmanın gereği ve önemi kendiliğinden belirmektedir. Eskilerin isa betle işaret ettiği gibi, “eline, diline, beline sahip olmak” hem dünyada hem dı âhirette rahat etmek demektir.

Sevgili Peygamberimizin cenneti garanti edeceğini açıkça bildirmesi, bu ik organı korumanın imkânsız değil ama bir hayli zor olduğunu da imâ etmektedir Cenneti veya cennette derecesinin yükselmesini isteyen herkesin bu zor işi ba şarmaya gayret etmesi gerekmektedir.