Çocuklarınızın Sorularına Bıkkınlıkla Cevap Vermeyin

By | 13 Nisan 2015

cocuklarinizin-sorularina-bikkinlikla-cevap-vermeyin    İnsan, soran ve sorgulayan bir varlıktır.
Çocuk dünyaya gözlerini açar açmaz, çevresini anlamaya ve keşfetmeye çalışır. Yaşı biraz ilerleyince de meraklarını soru hâline getirip başta anne babası olmak üzere etrafındakilere birer birer yöneltir.
Çocuğun bedenî ve zihnî seviyesi geliştikçe soruları da gelişir. Birçok inme baba çocuklarının bu soruları karşısında sıkıntıya düşer. Hatta çocukların  filozofça sorularına bile şahit olmak mümkündür. Bir de çocukların çeşitli meselelerle ilgili olarak sokaktan eve taşıdığı değişik sorular vardır.Genelde çocuğun soruları ikiye ayrılır:
a. Varlık ve ait olma soruları: Nasıl oldum? Ben ve kardeşlerim nereden geldik? İnsanlar niçin ölüyorlar. Bu vb. sorulara sebeplilik soruları da denir.
I). Basit sorular: Bazı nesnelerin isimlerini ve fonksiyonlarını öğrenmek için sorulan sorulardır.

Makul ölçülerde, ferdî farklılıklarını göz önünde bulundurarak çocukların sorularını cevaplandırmak gerekir. Cevaplar eksik olabilir ama asla yalan olmamalıdır. Çocuk bir gün kendisine verilen cevapların yanlış olduğunu öğrenirse, kandırıldığı kanaatine varıp itimadı sarsılabilir.
Sorular çocukta bir ilginin uyandığını göstermektedir. Çocuğun eğitimi iımıııdan bu önemli bir fırsattır. Soru sormak, öğrenmeye hazır olmak demektir. Bunu fırsat bilerek, onu olumlu faaliyetlere kanalize etmek mümkündür. Allah sevgisi, ihlas, mesuliyet, acıma duygusu, affetmek, özür dilemek, dürüst olmak, cömertlik, tutumluluk, başkalarının haklarına saygı gibi faziletler, cevapların içine rahatlıkla sıkıştırılabilir.