Çocuklarınıza Yalan Söylememeyi Öğretin

By | 13 Nisan 2015

cocuklariniza-yalan-soylememeyi-ogretin     Dinimiz, insanın kendisine ve topluma zararı dokunacak her türlü söz ve davranışları yasaklayarak haram kılmıştır. İslam Dininin yasakladığı kötü davranışlardan biri de yalan söylemek ve yalan yere şahitlik yapmaktır.
Yalan, kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalan ve yalancı şahitlik, gerçeği ters yüz etmek demektir.Öncelikle bir hadisi şerifi sizlere aktarmak suretiyle şu vurguyu yapmak isterim.
Yalan bir müminde bulunamaz.
Safvan b. Süleyman (r.a.) anlatıyor: “Allah’ın Rasûlü! Mümin korkak olur ııııı?” dedik.
“Evet!” dedi. “Peki cimri olur mu?” dedik, yine:
“Evet!” dedi. Biz yine:
“Peki yalancı olur mu?” diye sorduk. Bu defa: “Hayır! dedi.”
Peygamberimizin (s.a.s.), başka bir hadisinden yalan söylemenin zararını şöyle öğrenmekteyiz.
“Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde “yalancılar” arasına kaydedilir.“
Rasûlullah (s.a.s.) bir hadiste de dört kötü huyun kişiye getireceği zararı şöyle aktarıyor.
“Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam münafık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa, onu terkedinceye kadar o kişide münafıklıktan bir sıfat bulunmuş olur: Kendisine bir şey emânet edildiği zaman ona ihanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verince sözünden döner. Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar.”
Yalan söylemek ve yalancı şahitlik yapmak, Allah’a şirk koşmak ve anne babaya isyan etmek gibi büyük günahların başında yer alır.

Rasûlullah (s.a.s.) bir gün ashabına: ’’Bakın, büyük günahların en büyüğünü size bildireyim mi?” diye buyurdu. Oradakiler: “Allah’ın Rasûlü! Evet bildir” deyince, Rasûlullah (s.a.s.): “Allah’a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek” dedikten sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve “İyi belleyin, bir de yalan söylemek, yalancı şahitlik yapmaktır” buyurdu. Bu son cümleyi sürekli tekrarladı. Hadisi rivayet eden ravi: Keşke sussa, dedik, ifadesini kullanmıştır.
Yalan yere şahitlik yapanlar sadece hakkını yedikleri insanın değil tüm toplumun hakkını ihlal etmiş olurlar. Ayrıca insan, yalan söylediğinde veya yalan yere şahitlik yaptığında kimsenin bunu fark etmediğini zanneder. Oysa ki Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle bir uyarı yapılmaktadır.
“Hiç şüphesiz Rabbin sürekli görüp, gözetlemektedir.”
Elbette Yaratan yarattıkları varlıkları daima görmektedir. İnsanlar O’nu (görmese bile O yarattıklarını görüyor. Bununla beraber bir başka gerçek şudur ki; her birimizin yanında yaptıklarımızı yazan melekler bulunmaktadır. Kur’ân-ı Kerîmde bu husus bizlere şöyle aktarılıyor.
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.”
Kur’ân-ı Kerîm’den bir ayetle yalan yere şahitlik etmemenin ve doğru sözlü olmanın müminlik alameti olduğunu beraberce öğrenelim. Âyette şöyle buyrulmaktadır:
“Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir .”
Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîmde şöyle buyurmaktadır:
“Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeylerin ardına düşme. Gerçekten kulak, göz ve gönül hepsi (bu durumdan) sorumludur .”
”0 halde pis putlardan sakının; yalan sözden kaçının. “
“Ey îmân edenler! Allah’tan sakının ve doğru sözlülerle beraber olun.”
Peygamber (s.a.s.) ise bizlere şu uyarıyı yapmaktadır.
“Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık, fücura (yani yoldan çıkmaya) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok i yalancı (kezzâb) diye yazılır .”
Yalandan sakınıp doğru sözlü olmak dünyamızı da hayra ulaştıracaktır.
Bir ayette yalandan kaçınıp doğru sözlü olanlara şöyle müjde verilmektedir.
“Ey îmân edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin. Böyle davranırsanız Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne  itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”
Yalan ve yalancılık çok çirkin bir huydur. Allah’ın kendisini gördüğünü ve Konuştuklarını kayıt altına aldırdığını bilen ve buna bütün içtenliğiyle îmân eden bir kimsenin ağzından yalan çıkması ve hele hele adaleti yanıltmak tulına, insanları aldatmak adına yalan yere şahitlikte bulunması düşünülemez.
Nesillerimizin doğru sözlü olmaları için, yalandan ve yalan yere şahitlikten korunmak için yapmamız gerekenler var. Aile büyükleri önce kendileri yalan söylememek üzere mutlaka çocuklarına en doğru örnek olmalıdırlar. Sonra da yalan konuşmaları engellemek adına kırıcı olmadan rencide etmeden doğru sözlü olmanın önemini ve gerekliliğini anlatmalı ve hissettirmelidirler.
Biz el-Emin olan Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) ümmetiyiz. Bize Onun (s.a.s.) yoluna uymak yaraşır. Bize Rasûlullah’ın (s.a.s.) örnek olduğunu çocuklarımıza aktarmak yaraşır. Bize yalan yakışmaz. Bize yalan yere şahitlik  asla yakışmaz. Müslüman Rabbinin kendisini gördüğünü ve hesaba çekeceğine îmân ettiği halde nasıl yalan söyleyebilir ve nasıl yalan yere şahitlikte bulunabilir? Yalan söyleyenlerden, yalan yere şahitlik edenlerden ıleğil, doğru sözlülerden doğru yönde şahitlik edenlerden olalım.
Doğru sözlülerden olmak için ise doğru söyleyenlerle beraber olalım.
“Ey îmân edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.”
“0 halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.”