Çocuğunuza Sabırdan Bahsedin

By | 15 Nisan 2015

time concept, selective focus point, special toned photo f/x    Sabır, zor koşullar altında cesaret ve metanetini yitirmeme duygusudur. Sabırlı insan uzun süreli gecikmelere ve tahriklere rağmen moralini bozmadan yoluna devam eder veya beklemesini sürdürür.

Sabır, İslam’ın en fazla değer verdiği İnsanî erdemlerdendir. Kur’ân-ı Kerîm’de yetmişten fazla yerde sabır anılmaktadır. Allah’ın kitabında sabrın bu kadar üzerinde durulması, şüphesiz onun öneminin, Allah katında sandığımızdan çok değer taşımasının sonucudur.
Sabır her devirde insanoğlunun işine yaramıştır. Sabredenler her zaman kazançlı çıkmışlardır. Fakat insanın içinde bulunduğumuz çağ kadar sabra muhtaç olduğu bir çağ geçmemiştir. Yaşadığımız bu çağ çeşitli özelliklerinden dolayı insanın sinirlerini yıpratan, tahammüllerini azaltan bir çağdır. Günümüzde tıbbın ısrarla üzerinde durduğu stresler tamamen zamanımız şartlarının bir sonucudur. Doktorlar sürekli streslerden uzak durmamızı tavsiye ediyorlar. Bu nasıl mümkün olacaktır? Şüphesiz sabırla. Bunun için bu çağda, her çağdakinden daha çok sabra muhtacız. Kur’an defalarca, Allah’tan sabrederek yardım istememizi emreder:

“Ey îmân edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir”.

Sabır deyince çoğumuzun aklına haklı olarak öfkelendiğimiz zaman sabretmek gelir. Hâlbuki öfke, sabır gösterilecek yerlerden yalnız biridir.
Sabra muhtaç olduğumuz daha nice durumlar vardır. Bunların belli başlılarını özetleyelim:
Bir amaca ulaşmada gösterilen sabır.
Bir amaca yönelmiş bir kimsenin, o amaca doğru ilerlerken gerekli zorluklara katlanması bir sabırdır. Dilediği mesleğe sahip olmak, ya da sahip olduğu meslekte yükselmek isteyen kimse bunun için gerekli zorluklara, mahrumiyetlere katlanmak zorundadır ve bu ancak sabırla mümkün olur. Bir girişimde bulunan ve bunu amacına ulaştırmak isteyen işadamı bu süreçte bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir. Bu durumda direnmek, yılmamak bir sabırdır.
Bazı şeylerin eksikliğine, yokluğuna karşı sabır. Kimi servet ve zenginlik istemiştir, bu yolda gayret sarf etmiştir ama sonuç istediği gibi olmamıştır. Kimi evlat istemiştir, Allah vermemiştir; kimi mevki, kimi başka bir şey istemiştir ama sahip olamamıştır. Bütün bu yokluk ve eksiklikleri sineye çekmek sabırdır.
Belalara, felaketlere, yıkımlara karşı sabır. Sel, deprem vs. gibi doğal âfetlere, çağımızda makineleşme sonucu meydana gelen kazalara karşı sabır da Allah katında ecri büyük olan sabır çeşididir. Bilinen bir husustur ki, insanlar bazen çok sevdikleri, kendilerini hayâta bağlayan kişileri, görünmez, akıldan geçmez bir kaza sonucu yitirebiliyorlar. Yine canın yongası diye nitelenen mal ve servet, bir yangında kül olabiliyor, işte böyle durumlarda çok zor olmasına rağmen sabredebilmek Rabbimiz nezdinde çok büyük sevaba vesiledir. Bu anlamda sabredenler Allah tarafından hesapsız şekilde ödüllendirilecektir.
Öfke anında sabır: Hiç şüphe yoktur ki sabra en çok muhtaç olduğumuz durum öfke anıdır.
İnsan öfke nedeniyle çirkin söz ve davranışlarda bulunur, öfke geçince de söylediklerinin ve yaptıklarının kötülüğünden utanır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) öfke hakkında şöyle buyurmuştur:
“Çok güçlü (pehlivan), birçok güreşçiyi yere serip galip gelen değildir. Asıl güçlü (pehlivan), öfkelendiğinde kendini tutan (ve iradesine hâkim olan) kimsedir.”
Kur’ân’da Asr suresinde kurtuluşun dört şeye bağlı olduğu belirtilmiştir. Bunlar: İman etmek, ibadetler de dâhil olmak üzere güzel işler yapmak, hakkı gözetmek ve sabırlı olmaktır.