Category Archives: İslamda Rüya

Rüyada Hz Muhammed’i Görmek

• Ebû Hureyre -radıyallâhu anh- şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem-’den işittim. Şöyle buyuruyordu: “Kim beni rüyasında görürse muhakkak o, uyanık bir halde görecektir. Çünkü şeytan benim kılığıma giremez.” Ebû Abdullah el-Buhârî şöyle demiştir: İbn Şîrîn, hadiste sözü edilen durum, kişi Hz. Peygamber -sallallâhu aleyhi vesellem-’i kendi özel suretinde gördüğü zaman geçerli olur… Read More »

Sevinç ve Ferahlık Veren Rüyalar

• Ebû Hureyre’nin nakline göre Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- “Peygamberlikten geriye mübeşşirattan başka bir şey kalmadı’ buyurmuştur. Açıklama: “Peygamberlikten geriye mübeşşirattan başka bir şey kalmamıştır.” Bunun manası bana mahsus olan peygamberlikten mübeşşirattan başka geriye bir şey kalmamıştır demektir. Resûlullah bunu daha sonra “rüya” ile tefsir etmiştir. İbn Abbas hadisinde Resûlullah’ın bu sözü vefatı ile sonuçlanan… Read More »

Kötü Rüya Görüldüğünde Yapılması Gereken Şey

• Ebû Katâde’nin nakline göre Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: “Salih rüya Allah tarafındandır. Hulm de şeytandandır. Biriniz hulm gördüğünde bundan Allah’a sığınsın, sol tarafına tükürsün. Bu suretle o düş, sahibine zarar vermez.”

Sevilen Rüyalar Allah’tan, Sevilmeyen Rüyalar Şeytandandır

• Ebû Said el-Hudrî’nin nakline göre Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: “Herhangi biriniz sevdiği bir rüya görürse bilsin ki o muhakkak Allah tarafındandır. Rüya sahibi bu rüyası üzerine Allah’a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Bunun dışında hoşlanmadığı bir rüya gördüğünde de muhakkak bu rüya da şeytandandır. Bu takdirde rüya sahibi rüyanın şerrinden Allah’a… Read More »

Salih Kişi Tarafından Görülen Rüyanın Önemi

Enes b. Malik’in nakline göre Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem- “Salih bir kişi tarafından görülen güzel rüya, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür” buyurmuştur. Açıklama: “Salih bir kişi tarafından görülen güzel rüya.” Mühelleb şöyle demiştir: Söylenmek istenen salihlerin rüyalarının büyük bir kısmı demektir. Aksi takdirde salih kimse de bazen karışık rüyalar görebilir. Fakat bu, şeytanın onlara… Read More »

Rüya Üç Kısımdır

Bazılarınca mevkuf, bazılarınca merfu olarak rivâyet edilen bir kısım hadislere göre rüyalar üç kısımdır: 1- Hak rüya: Bu, hadislerde “rüyayı sâliha”, “rüyayı sâdıka”, “rüyayı hasene” gibi farklı kelimelerle ifade edilmiştir. Bu isimlerle zikredilen rüyalar, edğâs’tan uzak ve halistirler. Bu, kişinin mazhar olacağı yakın bir hayrın habercisidir. Bu sebeple Allah’tan büşra (müjde) kabul edilmiştir. 2- Kişinin… Read More »

Mü’minin Rüyası

Ebu Bekr İbnu’l-Arabî der ki: “Salih mü’minin rüyası, nübüvvetin cüzü olduğu söylenen rüyadır. Mü’minin “sâlih” olması demek, istikamet ve nizam üzere olması demektir… Buna göre, fâsıkın rüyası peygamberliğin cüzlerinden sayılmaz. Mamafih en uzak cüzü sayılır diyen de olmuştur. Fakat kâfirin rüyası hiçbir surette sayılmaz. Kurtubî der ki: “Sâdık ve sâlih mü’min, hâli, peygamberlerin haline uyan… Read More »

Rüya Cihetiyle İnsanlar Üç Kısımdır

İslâm âlimleri, bu mevzuda vârid olan hadisleri değerlendirerek insanları üç gruba ayırırlar: 1- Peygamberler: Bunların rüyalarının hepsi doğrudur. Bazen de tabir gerektiren şeyler görebilirler. 2- Salihler: Bunların rüyaları çoğunluk itibarıyla doğrudur. Bunlar da bazen tabire muhtaç olmayacak açıklıkta görürler. 3- Diğer insanlar: Bunlar, doğru ve doğru olmayan her ikisini de görürler. Bunlar üç kısımdır. a)… Read More »

Tabir Nedir?

Ta’bir dilimize geçmiş Arapça bir kelimedir. Bu kelime Arapça’da da rüyayı tefsir manasında kullanılır. Halkımız “rüyayı tabir etmek” yerine “düş yormak” ifadesini de kullanır. Ta’bir kelimesi lügatte, bir halden diğer bir hâle geçmek manasına gelen kökünden gelir. Öyle ise ta’bir, “rüyanın zahirînden batınına geçmek” demektir. Bu anlayışa göre, uykuda görülen hakikat değildir, muhteva taşıyan bir… Read More »

Rüyanın Mahiyeti

Rüyanın mahiyetini açıklama sadedinde insanlar, eskiden beri uğraşmışlar farklı izahlar getirmişlerdir: Tabibler, felsefeciler, başka dinlere mensup olanlar vs. bunlardan hiçbirinin izahı, diğerine benzemez. Mâzirî’nin değerlendirmesiyle, ileri sürülen iddialar, çoğunluk itibariyle münker ve batıldır. “Çünkü der, akılla idrak edilip, üzerine delil getirilemeyen şeyleri anlamaya çalışmışlar, kesin iddialarda bulunmuşlardır. Hâlbuki “olabilir” diye ihtimalle söz edilecek yerde kesin… Read More »