Bozulan Nafile Orucun Kazası

By | 30 Nisan 2015

bozulan-nafile-orucun-kazasiPrensip olarak başlanılan bir ibadeti özürsüz olarak bozmak haramdır. Çünkü başlanmış bir ibadeti devam edip bitirmek vacibdir. Ayet-i Kerîmede şöyle buyurulmaktadır: “..Başlanmış olan herhangi bir ameli bozacak bir fiilde bulunarak amellerinizi ibtal etmeyin”
Başlanılan bir ibadetin tamamlanması esas olmakla birlikte, nafile olarak başlanılan namaz veya oruç gibi bir ibadet tamamlanmadan, herhangi bir sebepten dolayı bozulursa, daha sonra kaza edilmesi gerekir. Ziyafet, davet gibi bir sebeple nafile orucun bozulabileceği söylenmiştir. Şöyle ki, kişi davet edildiği yerde yemek yemediğinde davet sahibi alınacaksa bu durumda orucunu bozar. Eğer böyle bir durum söz konusu değilse orucunu bozmaz.

Bununla ilgili olarak Hz. Aişe validemiz şu hâdiseyi bizlere nakleder: ‘“Ben ve Hafsa oruçlu idik. Bize bir yemek getirildi. Canımız yemeği çekti, biz de onu yedik. Daha sonra Resulüllah gelince, Hafsa benden önce hemen Resulullah’a şöyle dedi: ‘“Ey Allah’ın Resulü! Biz oruçlu idik. Bize bir yemek getirildi. Canımız çekti biz de onu yedik.’” Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bu günün yerine, başka bir günde kaza olarak bir gün oruç tutunuz.”

Burada bir hususun üzerinde durmak istiyoruz. Biraz önce ifade edildiği üzere başlanılan ibadetin tamamlanması vaciptir. Yani vacip olması orucun bozulmasına değil başlanılmış olmasına bağlıdır. Başlanılan ibadetin bir şekilde tamamlanması gerekir. Dolayısıyla vacibe dönsün de sevabı daha fazla olsun düşüncesiyle nafile orucun bozularak başka bir gün kaza edilmesi düşüncesi doğru değildir. Böyle bir davranış ibadetlere gösterilmesi gereken ciddiyete uygun düşmez.

Nafile oruç tutmaya başlayan bir kadın, âdet görecek olsa, bu orucu kaza etmesi gerekir.

Şafiîlere göre nafile oruç tutan bir kimse orucu bozulduğunda veya kendi iradesiyle bozduğunda dilerse bu orucu kaza eder, dilerse etmez.