Ahirette Kulluğun Karşılığının Verilmesi

By | 14 Nisan 2015

ahirette-kullugun-karsiliginin-verilmesiİnsanın yaratılışının önemli gayeleri vardır ve bu yaratılışta Yüce Yaratıcı’nın pek çok hikmetlerinin olduğu açık bir gerçektir. Sürekli değişen ve her an yenilenen bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyin bir noktaya bir sona doğru seyrettiğini görüyoruz ki, varılacak bu son nokta, yaratılış gayesinin ve bu istikametteki çabaların anlam kazanacağı âhiret hayatından başkası değildir.

Bu cümleden olarak diyebiliriz ki, Allah’ın, salih kullarının amellerini karşılıksız bırakması, -O’nun hikmetine münafi bir durumun ortaya çıkması demek olacağından- düşünülemez. Zira böyle bir durumda, hayır ve şer, iyilik ve kötülük farkı ortadan kalkacak; iyi ile kötü arasında mücadele veren insanın çabası bir anlam ifade etmeyecektir. Öyleyse, insanların yapmış olduğu salih amellerin karşılığını görebilmeleri için, ölüm sonrası bu hayatın ötesinde başka bir hayatın varlığı gerekmektedir. Bu itibarladır ki, Kur’ân iyilik ve güzellik sergileyenlerin karşılığının yine aynı şekilde bir iyilik ve güzellik olacağını hatırlatır:

“İhsanın (iyiliğin, güzelliğin) neticesi ondan başka bir şey mi olacaktır?” (Rahman sûresi, 55/60)

Dünyada nefsini haramlardan Allah için koruyan, helalin idraki içinde yaşayan ve hak-hakikat için her türlü külfete katlanan bir şahsın fedakârlıkları için Yüce Allah’ın bir mükâfat vermemesi mümkün müdür? Nitekim Kur’ân, Rablerine yönelip “Bize va’dettiğin mükâfatları lütfet.” (Al-i İmran sûresi, 3/194) diyen kullarına Allah’ın icabetinin şu şekilde olduğunu bildirir:

“Sizden gerek erkek, gerek kadın hayır işleyen hiçbir kimsenin çalışmasını zayi etmem. Çünkü siz birbirinizdensiniz. Benim rızam için hicret edenlerin, vatanlarından sürülenlerin, benim yolumda işkenceye, ziyana uğrayanların yine benim yolumda savaşanların ve öldürülenlerin elbette kusurlarını örtecek ve onları Allah tarafından mükâfat olarak içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğim. (Şu bir gerçek ki) en güzel mükâfatlar Allah’ın yanındadır.” (Al-i İmran sûresi, 3/195)

Yine bu münasebetle Mürselât sûresinde Yüce Allah, -yaratılış maksat ve istikametinde kulluklarını eda edenlerin bu davranışlarına karşılık olarak- bütün güzellik ve nimetleriyle Cennet’in kendilerine verileceğini şöyle beyan eder:
“Biz, gerçekten güzel davrananları böylece mükâfatlandırırız…”

Netice olarak diyebiliriz ki, insanın yapmış olduğu ibadetin karşılığını alması ve amellerinin gerçek değerini görmesi gibi, yaratılışa ait gayelerin gerçekleşmesi için âhiret hayatı mutlaka vuku bulacaktır:

“O gün insanlar, -yaptıklarının karşılığı kendilerine gösterilsin diye- grup grup (İlâhî divana) çıkarlar.”(Zilzâl sûresi, 99/6)