Ahiretin Vukû Bulacağını Gösteren 1. Delil

By | 14 Nisan 2015

ahiretin-vuku-bulacagini-gosteren-1-delilKâinatta Abes ve Tesadüfe Yer Olmayışı

ibretler ve hikmetlerle dolu olan bir âlemin, hedefi olmadan yok olup gitmesi düşünülemez. Eşya ve hâdiseleri dikkatle inceleyen herkes, her şeyin üstünde Yüce Yaratıcının hikmet mührünü ve izlerini görecek ve rahatlıkla bu âlemin başıboş olmadığına ve bir hedef ve gayesinin olduğuna hükmedecektir.

Dünyaya anlam kazandıran âhirettir. Zira, harekete anlam veren maksattır. Ebedî olan âhiret âlemi olmasaydı dünyanın gerçek maksat diyebileceğimiz nihaî bir maksadı olmazdı ve her şey gezip dolaşma cinsinden boş yere bir dönüp-durma olurdu. Bunun içindir ki, Kur’ân Cenab-ı Hakk’ın, varlığı kendisi için bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadığını ve böyle bir şeyin O’nun şanına da uygun düşmeyeceğini vurgulayan şu ifadelere yer verir:

“Elbette biz göğü, yeri ve bunların aralarında olan varlıkları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. Eğlenme dileseydik, nezdimizde eğlenecek çok şey bulurduk! (Faraza) yapacak olsak, öyle yapardık.” (Enbiya sûresi, 21/16, 17.)

Kâinattaki eşsiz nizamı ve onda tezahür eden mükemmelliği nazarlarımıza arz etmek suretiyle düşünceyi harekete geçiren Kur’ân-ı Kerim, varlığın her bir cüz’ünün bir hakikat/gerçek üzere yaratıldığını ve bu hakikat üzere kuruluş ve yaratılışın da, ölüm sonrası yeni bir hayatın varlığını düşündürme ve inandırmaya matuf olduğunu bildirir. Önemle üzerinde durduğu bu husus bir âyette şöyle ele alınır:

“Gökleri, görebileceğiniz bir direk olmadan yükselten, sonra da arş üzerine istiva eden Allah’tır. (O Allah ki,) Güneş’i ve Ay’ı iradesine boyun eğdirmiştir. Her biri belli bir vakte kadar akıp gitmektedir. Rabbinizle karşılaşacağınıza yakînen inanasınız diye, O, (mevcudatın) işini (işte böyle) düzenler (ve) âyetleri (ni böyle) ayan-beyan açıklar.” (Ra’d sûresi, 13/2)

Hem görüyoruz ki, bu dünyanın kemali yoktur; geçici, devamsız, kararsız ve değişkendir. Alemlerin Rabbi Yüce Allah’ın ebedî ve muhteşem rubûbiyeti, muazzam ve kuşatıcı hakimiyeti böyle bir dünya üzerinde kurulamaz ve duramaz. Demek ki, Ona lâyık daimi, kararlı, zevalsiz, mükemmel ve muhteşem başka bir diyar gerekir. O hâlde Yüce Allah’ın başka bir bâkî memleketi vardır ve insanı onun için çalıştırmaktadır.