Abdestin Mümine Neler Kazandırır?

By | 20 Nisan 2015

abdestin-mumine-neler-kazandirirAllah’a karşı yapılan kulluğun bir fihrist ve hülâsası olan namazın anahtarı, içte bir hazırlık yapmak, dışta da abdest almaktır. Zira abdest alma; ruhu zindeleştirip kendi gücüyle serfiraz kılma, vücudun melekiyet yönünü geliştirme ve böylece Rab’den gelecek lütufları intizar etme havası içine girme demektir. Meselâ, soğuk suyun vücudumuzla teması anında nasıl bir elektriklenme ve zindelik hissediliyor.. ve bunun fizikî ve tabiî bir izahı varsa, öyle de gençleşmiş ve zindeleşmiş ruh da, Rab’den gelecek şeylere makes olabilme hüviyetini kazanmış olmaktadır.

Bu mana ve bu keyfiyette olan bir abdesttir ki, ümmet-i Muhammed’in ahirette diğer ümmetler arasında hususî bir isimle çağrılmasına vesile olacaktır. Ebû Hüreyre (radiyallahu anh) abdest alırken ellerini neredeyse omzuna kadar, ayaklarını da bacaklarına kadar yıkar ve sonra da: “Ben Resulullah’ın: “Ümmetim kıyamet günü çağrıldıkları vakit, abdestin izi olarak (nurdan) bir parlaklıkları olduğu halde gelirler. Öyleyse kimin imkânı varsa parlaklığını artırsın. (Müslim’in diğer bir rivayetinde de; müminin zineti, abdestin yükseldiği yere kadar yükselir)” dediğini duydum.”der. Başka bir rivayetinde meseleyi daha tafsilatlı şekilde anlatır: “Resulüllah, kabristana (Bakiü’l-Gargad ki, tarihçilerin tespit ve ifadelerine göre bugün on bin sahabeyi bağrında saklamaktadır) gelerek: “Selâm size ey müminler diyarı! İnşaallah biz de size katılacağız. Din kardeşlerimizi görmeyi çok arzu ederdim.” buyurdu. Bunun üzerine ashab: “Biz, Senin din kardeşlerin değil miyiz ya Resulallah?” dediler. Efendimiz: “Siz benim ashabımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir.” buyurdu. Bunun üzerine ashab: “Ümmetinden henüz gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın ya Resulallah?” dediklerinde de; “Ne dersiniz, bir adamın yağız ve doru at sürüsü içinde, bir kısım, alnında, ayağında beyazlık olan atları olsa, o adam atlarını tanımaz mı?” buyurdu. Ashab: “Tanır ey Allah’ın Resulü!” dediklerinde ise; “İşte onlar da abdestten dolayı böyle sakar ve sekili gelecekler. Ben havuza onlardan önce varacağım. Dikkat edin, birtakım adamlar benim havuzumun başından kayıp develerin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara: “Hey, beri gelin!” diye nida edeceğim. Bunun üzerine bana, “Sen bilmiyorsun, senden sonra, bunlar neler yaptılar.” denilecek. Ben de: “(Öyleyse uzak olsunlar! Uzak olsunlar!” diyeceğim.” buyurmuştur.